46.Ulusal Psikiyatri Kongresi �zmir'de ''Yoksulluk ve Sosyal D��lanma'' Konusunu Tart���yor!

D�nya genel olarak her ge�en y�l zenginle�se de bir�ok insan temel ya�amsal ihtiya�lar�n� kar��layamadan hayatlar�n� s�rd�rmektedir. Yoksulluk; insanlar�n temel gereksinimlerini kar��layamama durumu olarak tan�mlanmaktad�r.

46.Ulusal Psikiyatri Kongresi Ýzmir'de ''Yoksulluk ve Sosyal Dýþlanma'' Konusunu Tartýþýyor!

D�nya Yoksulluk ve Sosyal D��lanma �le M�cadele Y�l�


D�nyan�n en zengin yerle�im b�lgelerinden Avrupa’da bile temel ihtiya�lar�n� kar��layamayan insanlar�n genel n�fusa oran� %17’dir. Sosyal d��lanma; e�itsizlik, g�vencesizlik ve dengesizli�e y�nelik yeni bir kavramd�r.


Ekonomik, sosyal, siyasal, hukuki, k�lt�rel ve davran��sal boyutlar� olan; nesnel oldu�u kadar �znel de�erlendirmelere de a��k bir s�re� olup, belirli kesimlerin toplumsal b�t�nden ve sermaye birikim s�recinin d���nda kalarak,  gelir da��l�m�ndan kendisinin ekonomiye yapt��� katk� do�rultusunda yararlanamamas�d�r. Birey ve gruplar�n �e�itli �zellikleri nedeniyle ya�ad�klar� toplumun sosyal hayat�n�n d���nda b�rak�lmalar�, toplumda ya�ayan di�er yurtta�lar�n yararland��� temel haklardan yoksun b�rak�lmalar�d�r. Sosyal d��lanmaya u�rayan bir�ok grup ayn� zamanda yoksul kalmaktad�r. 2010 y�l�nda Avrupa Birli�i y�l�n temas�n� “Yoksulluk ve sosyal d��lanma ile m�cadele” olarak ilan etmi� ve t�m �ye �lkelerde yoksullu�a kar�� etkinlikler, kampanyalar ve projeler d�zenlenmesi planlanm��t�r.




Yoksulluk ara�t�rmalar�nda kullan�lan iki temel kavram “a�l�k s�n�r�” ve “yoksulluk s�n�r�”d�r. A�l�k s�n�r� kavram�; ki�inin ya�am� i�in gerekli temel besin maddelerini kar��layamamas�yken, yoksulluk s�n�r�; temel besin maddelerini sa�lasa da, bar�nma, ula��m, haberle�me, giyim ve temizlik gibi ya�am� s�rd�rmenin temel alanlar�nda ki�ilerin gereksinimlerini sa�layamamas�d�r. T�rkiye �statistik Kurumu taraf�ndan 2008 y�l�nda haz�rlanan “T�ketim Harcamalar�, Yoksulluk ve Gelir Da��l�m�” raporuna g�re; 2006 y�l�nda T�rkiye n�fusunun % 0.74’� a�l�k s�n�r�n�n, % 17.84’� ise yoksulluk s�n�r�n�n alt�nda ya�am�n� s�rd�rmektedir. T��K’in 2009 y�l�nda uluslar aras� �l��tleri kullanarak yapt��� “Gelir ve Ya�am Ko�ullar� Ara�t�rmas�” sonu�lar�na bak�ld���nda ise T�rkiye’de yoksulluk oran� %15,4 (10,5 milyon ki�i)’ t�r.




Bir �lkenin iktisadi geli�iminden farkl� olarak yoksullukla ilgili temel g�stergelerinden biri gelir da��l�m�d�r; �lkenin toplam gelirinin vatanda�lar aras�nda nas�l da��ld���na dair veriler yoksullukla m�cadele i�inde �nemlidir. 


2010 y�l�nda Bo�azi�i �niversitesi taraf�ndan haz�rlanan “T�rkiye’de E�itsizlikler: Kal�c� E�itsizliklere Genel Bir Bak��”  �al��mas�n�n raporunda aktar�lanlara g�re: 2008 y�l�nda OECD taraf�ndan haz�rlanan “E�itsizlik Art�yor mu? OECD �lkelerinde Gelir Da��l�m� ve E�itsizlik”  raporunda 1980’lerden 1990’lara kadar T�rkiye’de en y�ksek gelir grubunun gelirinin y�kseldi�ini, en d���k gelir grubunun gelirinin en �ok d��t��� 3’nc� OECD �lkesi oldu�unu ve orta gelir gruplar�n�n da gelirinin d��t��� bildirilmektedir. 1990-2000 aras�nda orta gelir grubunun �st gelir grubu kar��s�ndaki g�receli durumu bir miktar d�zelirken, en yoksul kesimler daha da yoksulla�m��t�r. Ayn� rapora g�re 2000’li y�llar�n ortalar�nda T�rkiye 30 �lke aras�nda Meksika’dan sonra gelir da��l�m�n�n en e�itsiz oldu�u 2’nci �lke olmaktad�r. 2003 y�l�nda �lkemizdeki %20’lik en alt gelir grubunun, % 20’lik en �st gelir grubuna oran�n�n neredeyse 1/10 oldu�u g�r�lmektedir. 2006 da bu aran 8 kata d��mektedir. T�rkiye’nin gelirinin %47’si en zengin %20’nin elindedir.




Yoksullu�un ruh sa�l���n� olumsuz etkiledi�i bilinmektedir.  Psikiyatri ara�t�rmalar�nda yoksullu�un g�stergesi olarak sosyoekonomik d�zey, sosyal s�n�f ve d���k ya�am standard� parametreleri kullan�lmaktad�r. Yoksulluk ve ruhsal bozukluklar aras�ndaki ili�ki �lkelerin geli�mi�lik d�zeyi ile ili�kili de�ildir. �rne�in, D�nya Sa�l�k �rg�t� 2001 y�l� verilerine g�re Etiyopya, Finlandiya, Almanya, Hollanda, Amerika Birle�ik Devletleri ve Zimbabwe’de gelir d�zeyi d���k olan bireylerde y�ksek gelir d�zeyine sahip olanlara g�re 1,5-2 kat daha fazla depresyon g�zlenmektedir. Brezilya’da okur-yazarl�k, e�itim, meslek, gelir durumu, ya�an�lan evin ko�ullar� gibi ya�am standartlar�n� belirleyen parametrelerle s�k ruhsal bozukluklar aras�ndaki ili�ki ara�t�r�ld���nda; hem e�itim d�zeyinin d���kl��� hem de gelir d�zeyinin d���kl��� 2,5’er kat ruhsal bozukluk s�kl���n� art�rd��� saptanm��t�r. �lker Belek taraf�ndan �lkemizde yap�lan ve 2000 y�l�nda yay�mlanan bir ara�t�rmada ise, ruhsal s�k�nt�n�n sosyal s�n�f, e�itim, gelir ve ya�an�lan b�lgenin geli�mi�lik d�zeyi ile ters ili�kili oldu�u saptanm��t�r.




D�nya �zerinde yoksullu�un en �ok etkiledi�i gruplar kad�nlar ve �ocuklard�r.   Halen t�m toplumlarda kad�nlar daha az e�itim almakta, okuma yazma ��renmeleri engellenmekte, yoksullu�a mahk�m k�l�nmakta, ayn� i�i yapt�klar� halde daha az para kazanmaya devam etmektedirler. Kad�na y�nelik ekonomik �iddet bireysel oldu�u kadar, toplumsal olarak da s�rd�r�lmektedir. T�rkiye, Birle�mi� Milletler Kalk�nma Program� “�nsani Geli�mi�lik Raporu”’nda toplumsal cinsiyet e�itli�i a��s�ndan 115 �lke i�inde 109.s�rada yer almaktad�r. Bu raporda T�rkiye’de kad�nlar�n kazand�klar� gelirin erkeklerin kazand���n�n %26’s� oldu�u g�r�lmektedir. Kad�nlar ve �ocuklar T�rkiye’de gelir da��l�m� e�itsizli�inden en �ok etkilenmekte olan gruptur. Yoksulluk kad�n ve k�z �ocuklar�n�n e�itim almas� �n�nde de bir engel olu�turmaktad�r.


T�m d�nyada gelir da��l�m� e�itsizli�inden en �ok etkilenen gruplardan biri de ya�l�lard�r. Yoksul ya�l�lar hayatlar�n� daha erken ya�larda kaybetmekte, geliri ve emekli maa�� olanlar ise daha uzun s�re hayatta kalmaktad�rlar. T�rkiye’de de 66-75 ya� aras�ndaki ya�l�lar�n genel gelir oran� toplumun genel gelir oran�ndan d���kt�r ve bu d���� devam etmektedir.


Duygudurum bozukluklar� i�inde �zellikle major depresyon sosyoekonomik parametrelerle ili�kilidir. Depresyon s�kl��� giderek artmaktad�r. Her 5 kad�ndan biri her 7-8 erkekten biri ya�am boyu en az bir defa depresyon ge�irmektedir. 2020 y�l�nda D�nya Sa�l�k �rg�t�ne g�re d�nyada en acil sa�l�k sorunlar� i�inde ikinci s�raya y�kselecek olan depresyon d���k sosyoekonomik s�n�flarda daha yayg�n g�r�nmektedir. Depresyonun kad�nlarda erkeklerden iki kat s�k g�r�ld��� bilinmektedir. Yoksullu�a ve �zellikle kad�n yoksullu�una kar�� al�nacak etkin tedbirlerin hem b�t�n olarak duygudurum bozukluklar�nda ve kad�n ruh sa�l���nda olumlu d�zelmelere yol a�aca�� �ng�r�lmektedir.




Yoksulluk ve �izofreni aras�ndaki ili�ki de uzun y�llard�r bilinmektedir. Yoksullu�un dolayl� g�stergeleri olarak kabul edilebilecek; ailenin s�n�fsal konumunun d���k olmas�, annenin vitamin depolar�n�n yetersizli�i, gebelik s�ras�nda ge�irilen viral enfeksiyonlar, hipoksiye neden olan do�um travmas� ve g�� etmi� bir ailenin �ocu�u olarak d�nyaya gelmek gibi de�i�kenler ara�t�rmalarda s�k olarak sorgulanm��t�r ve �izofreni olu�umu ile ili�kisi g�sterilmi�tir. Ancak bu ili�kinin neden mi yoksa sonu� mu oldu�u y�n�nde farkl� g�r��ler bulunmaktad�r. Son y�llarda yap�lan �al��malar yoksullukla ili�kili bu de�i�kenlerin �izofreniye neden oldu�u y�n�nde kan�tlar sunmaktad�r.


Yoksullu�un ruhsal sorunlara neden oldu�u konusunda �ok fazla veri bulunmaktad�r. Bunun yan� s�ra ruhsal soruna ya da sorunlara sahip olman�n da yoksullukla ili�kisi bulunmaktad�r. Ruh sa�l��� sorunu olan hastalar�n yoksulluk nedeniyle var olan ruhsal sorunlar�na y�nelik uygun tedavi giri�imlerinden daha az yararlanabilmektedirler. Bu nedenle de hastal�klar�n�n gidi� ve sonlan��� olumsuz etkilenmektedir. �rne�in yoksul olan �izofreni hastalar�nda iyile�me daha k�t�d�r, hastane yat�� oranlar� ve yat�� s�releri daha uzundur ve daha fazla sosyal yal�t�lm��l�k ve damgalama ya�amaktad�rlar.


Ruhsal hastal�klar� olan baz� ki�iler toplumda damgalanmakta ve ayr�mc�l��a ve dolay�s�yla sosyal d��lanmaya mahk�m edilmektedirler. Ruhsal hastal�klar� nedeniyle bu ki�iler �al��abilir durumda olduklar� zaman bile �ok daha az i� bulabilmekte, �al��amad�klar� i�in yoksullu�a ve g�vencesizli�e daha kolay maruz kalmaktad�rlar.


Ruh Sa�l���n�n Toplumsal Boyutlar�

 

Ruh ve beden sa�l��� bir b�t�n olarak de�erlendirilmelidir. Bedensel hastal�klar ciddi ruh sa�l��� sorunlar� olu�turma riski ta��makla birlikte tedavi s�recide ki�inin d���nce ve duygular� ile kar��l�kl� etkile�im i�indedir. Ciddi bedensel hastal�klar insanda belirsizlik, gelecek endi�esi, umutsuzluk; a�r� veya ameliyatla ba�a ��kma, tedaviye al��ma, hastal���n yaratt��� yeti yitimine uyum sa�lama g��l���, ba�kas�na ba��ml� olma korkusu yarat�r.


�te yandan, ruh sa�l��� genel sa�l�kla ba�lant�l�d�r. Ruhsal hastal��� olan ki�ilerde bedensel sa�l��a y�nelik olumsuz-zararl� davran��lar artar, ruhsal sorunlar ve stres di�er baz� bedensel hastal�klara zemin haz�rlar ya da var olan bedensel hastal�klar�n gidi�ini k�t�le�tirir. Ruhsal hastal�klar ki�inin ger�ekle ili�kilerini bozacak derecede a��r ak�l hastal�klar�yla s�n�rl� de�ildir. Hatta bu t�r a��r hastal�klar b�t�n ruhsal sorunlar�n k���k bir oran�n� olu�turur. �te yandan s�z konusu a��r ruhsal hastal�klar da g�n�m�zde tedavi edilebilen hastal�klar kapsam�ndad�r ve bu hastal��� olanlar�n tedavi haklar�n� eksiksiz kullanmalar� y�n�nden etkin bir toplumsal d�zenlemeye gereksinim duyulmaktad�r.


Ruhsal hastal�klar toplumun b�t�n�n� ilgilendirecek denli yayg�n bir toplum sa�l��� sorunudur. Ruhsal hastal�klar s�k g�r�l�r. S�kl��� ve yayg�nl��� giderek artmakta toplumun her kesimini etkilemektedir. Ruhsal hastal�klar tedavi edilmezlerse bireysel, toplumsal ve maddi kayba neden olmaktad�r. G�n�m�zde insanlar�n % 25’i- her d�rt ki�iden biri- ya�amlar�n�n bir d�neminde ruhsal hastal�klardan etkilenmektedir. Belli bir zaman diliminde n�fusun %10’unda ruhsal hastal�k g�r�ld��� bildirilmektedir.


Bug�n d�nya �zerinde 450 milyonu a�k�n insan�n ruhsal sorunlar� oldu�u, 20 milyonu a�k�n ki�inin de ruhsal sorunlar nedeniyle yard�m aray��� i�inde oldu�u bilinmektedir. Birinci basamak sa�l�k kurulu�lar�na ba�vuran yakla��k her d�rt ki�iden birinin ruhsal sorunlar nedeniyle ba�vurdu�unu ve yeterli tedavi hizmeti alamad��� bilinmektedir. Ruh sa�l��� sorunu olanlar�n en az bir yak�n� oldu�u d���n�l�rse ruh sa�l��� sorununun toplumun �nemli bir kesimini, hatta tamam�n� do�rudan ilgilendirdi�ini s�ylemek abart� say�lmamal�d�r.


Ruh sa�l��� sorunlar� yeti yitimine yol a�ar: D�nya Sa�l�k �rg�t�’n�n bir ara�t�rmas�na g�re, d�nyada yeti yitimine en �ok yol a�an 10 hastal�ktan be�ini ruhsal hastal�klar olu�turmaktad�r. Bu hastal�klar s�ras�yla Depresyon, Alkol kullan�m�, Bipolar bozukluk, �izofreni ve Obsesif Kompulsif Bozukluktur. Anksiyete bozukluklar�, Depresyon, Bipolar Bozukluklar ve �izofreni yeterince tedavi edilemedi�i  zaman daha �ok i�lev ve i�g�c� kayb� ve ailesel sorunlara yol a�makta, hastal���n�n yayg�nl���n�n ve tedavi maliyetlerinin artmas�na katk�da bulunmaktad�r.


D�nya Sa�l�k �rg�t�’n�n gelece�e y�nelik �ng�r�lerine g�re; 2020’de depresyon, kad�nlar ve geli�mekte olan toplumlarda ba�ta gelen yeti yitimine yol a�an hastal�k olacakt�r. Ayr�ca 2020’de t�t�n kullan�m�na ba�l� hastal�klardan kaynaklanan yeti yitiminin de �ne ge�ece�i �ng�r�lmektedir.


Ruh sa�l��� sorunu olanlar tedaviye ba�vurmaktan ka��nmaktad�r. Ruhsal sorunu olanlar�n toplumdan d��lanmad��� bir tarihsel ge�mi�imiz oldu�u halde, g�n�m�zde  kentle�me ve n�fus art��� gibi nedenlerle g�n�m�zde ruhsal sorunu olanlar�n damgalanmas� ve d��lanmas� da toplumsal boyutta soruna yol a�maktad�r. Damgalama ve d��lama bir yandan ruh sa�l��� sorunu olanlar�n tedavi ba�vurusundan ka��nmas�na yol a�makta, �te yandan da ruh sa�l��� sorunlar�n�n ��z�m�ne ili�kin hi�bir geli�tirme �al��mas� yap�lmamas� sonucunu vermektedir.


�lkemizde ruh sa�l��� hizmetleri yetersizdir. �lkemiz Ruh Sa�l��� hizmetlerine ayr�lm�� yatak say�s� bak�m�ndan Avrupa �lkelerinin �ok gerisindedir. D�nya Sa�l�k �rg�t� verilerine g�re �lkemizdeki ruh sa�l��� yata��, olmas� gerekenin onda biridir (7 bin/70 bin).


�lkemizde y�z bin ki�iye d��en ruh sa�l��� uzman� say�s� yakla��k 1,7’d�r. Halen uzmanl�k e�itimi almakta olan asistan hekimleri de ekledi�inizde bu say� “iki”nin biraz �zerine ��kmaktad�r. Bu, D�nya ortalamas�n�n yar�s�, Avrupa ortalamas�n�n ise ancak 1/6’s�d�r. �ocuk ruh hekimlerinin oran� ise bir milyon n�fusa 2 d��ecek kadar azd�r. Ayn� �ekilde ruh sa�l��� hem�iresi, sosyal hizmet uzman�, psikolog vb. di�er  ruh sa�l��� �al��anlar�  say�s� da olduk�a d���kt�r.

 

Ruh sa�l��� politikalar�n� �a�da� bir t�p ve sa�l�k anlay��� �er�evesinde yeniden bi�imlemek ve uygun yasal d�zenlemeleri yapmak �nemlidir. �lkemizin bir “ruh sa�l��� yasas�na” acilen gereksinimi vard�r. Derne�imizin b�y�k bir �zen ve �zveriyle haz�rlad��� �zerine tart���labilecek bir ruh sa�l��� yasa tasar�s� da vard�r. Haz�rlanan yasa tasla�� Aral�k 2006 ‘da TBMM g�ndemine getirilmi� olmas�na kar��n hi�bir de�i�iklik olmam��t�r. Biz bu yasa tasla��n�n acilen meclisin g�ndemine gelmesini ve yasala�mas�n� istiyoruz. Yeni anayasa �al��malar�nda bu konunun da g�ndemde olmas�n� ve g�zetilmesini istiyoruz.




Toplum genel olarak ruh sa�l���n�n �nemi, ruh sa�l��� ile ilgili kavramlar� ve ruh sa�l��� hizmetini nas�l alabilecekleri y�n�nde yeterli bilgiye sahip de�ildir. Mesleki rollerde kar���kl�k vard�r. Ruh Sa�l��� yasas�n�n ve ili�kili yasal d�zenlemelerin olmamas� ruh sa�l��� alan�nda �al��anlar�n g�rev tan�mlar�n�n yap�lmas�n� olanaks�z k�lmaktad�r. Herhangi bir bilimsel ve yasal dayana�� olmayan e�itimlerden ��kan ve b�y�k �o�unlu�u hekim, psikiyatr olmayan baz� ki�iler, halk�n ruhsal sorunlar�n�n tedavisinde umut tacirli�i yapmakta, ciddi etik ihlallere, hatal� t�bbi sonu�lara yol a�makta, bireylere zarar verebilmektedir. Bu konuda kapsaml� �al��malar yapmak gerekti�i a��kt�r.




Hem d�nyan�n hem de �lkelerin �nceliklerini belirlemesi ve g�ndemlerine ta��mas� gereklidir. K�resel �l�ekte ruh sa�l���na �ncelik vermek, ruh sa�l���n� geli�tirmek, ruh sa�l��� hizmetlerini yayg�nla�t�rmak, ula��labilir k�lmak, sa�l�kl� bir gelecek i�in gereken �ncelikli s�re�lerdir. Y�neticisinden toplumun t�m bireylerine her �lke insan�n�n bu bilince eri�mesi ana hedeflerimizden biri olmal�d�r.


Bu sorunlar�n a��lmas� kamusal nitelikli, e�it, �cretsiz, ula��labilir ve kapsay�c� bir ruh sa�l��� hizmet sisteminin ya�ama ge�irilmesini zorunlu k�lmaktad�r. Sa�l��� geli�tirmeyi, hastal�klar� �nlemeyi, tedaviyi, rehabilitasyonu, bak�m� ve iyile�meyi kapsayan b�t�nl�kl� ve etkili bir ruh sa�l��� sistemine ihtiyac�m�z var.

T�m ger�eklikler yaln�zca 10 ekimlerde de�il, hayat�n her bir g�n�nde psikiyatrinin g�ndeminde ruh sa�l���na �ncelik vermeyi, ruh sa�l���n� bozan ekonomik, sosyal ve siyasal konular� ele almay� gerektirmektedir.


Dr. Mehmet Yumru

T�rkiye Psikiyatri Derne�i

Merkez Y�netim Kurulu Ad�na

8.10.2010 - 2457



Konuyla �lgili Sorular
�lgili Forum Konular�

SA�LIK HABERLER� T�m Haberler Saðlýk Haberleri Rss

FOTO GALER� T�m Foto Galeriler
Diþ Fýrçanýzý Karanlýk Yerde Tutuyorsanýz Dikkat! Tehlike Saçýyor
Di� F�r�an�z� Karanl�k Yerde Tutuyorsan�z Dikkat! Tehlike Sa��yor
Yumurtayý Piþirmeden Önce Yýkamak Ne Kadar Doðru?
Yumurtay� Pi�irmeden �nce Y�kamak Ne Kadar Do�ru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarýný Göðsünüze Sarýn, Faydasý Ýnanýlmaz
Lahana Yapraklar�n� G��s�n�ze Sar�n, Faydas� �nan�lmaz

SA�LIK V�DEOLARI T�m Videolar
Saðlýk Video Göziçi Ýðne Nedir? Neden Yapýlýr? Ýzmir Kaþkaloðlu Göz Hastanesi
G�zi�i ��ne Nedir? Neden Yap�l�r? �zmir Ka�kalo�lu G�z Hastanesi
Saðlýk Video Yakýný Görememe ve Tedavisi Ýzmir Kaþkaloðlu Göz Hastanesi
Yak�n� G�rememe ve Tedavisi �zmir Ka�kalo�lu G�z Hastanesi
Saðlýk Video Botoks Nedir Kaþkaloðlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Ka�kalo�lu G�z Hastanesi
Saðlýk Video Katarakt Ameliyat Sonrasý Gözlük Ýzmir Kaþkaloðlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonras� G�zl�k �zmir Ka�kalo�lu G�z Hastanesi

 

[Hata Bildir]